Birden fazla konu hakkında vatandaşın nabzını tutmak isteyen kamuoyu araştırma kuruluşları çoğu zaman sorunun şöyle yanıtlanmasını ister: ‘‘sizce önemli olanı önem sıralamasına göre yukarıdan aşağıya doğru sıralayın’’ Derler
Bu gün vatandaşa ülkenin önündeki en önemli sorunlar nedir diye sorulsa, her zamanki gibi ekonomi ve işsizlik önde çıkar herhalde.
Ülkenin yaşadığı ciddi dış politik açmazlar, demokrasi, adalet, kutuplaşma, eğitim ve sağlık sorunları bu ikisinin gerisinde kalır.
Yaşanan ekonomik kriz, bunun getirdiği yoksulluk ve işsizlik sonuçta vatandaşın tenceresine ve cebine direk etki ediyor. Çok net bilinen gerçek şu dur; kriz zamanlarında en zenginler daha da zenginleşir ve gelir dağılımı daha adaletsiz biçime gelir.
O yüzden halk diğer konularda çokça yorum yapsa da, taraf olsa da kendisi için esas olan ekonomi iş ve gücüdür.
Geçtiğimiz 2019 yılında SGK, sağlıkta tedavi ve ilaca yaklaşık 140 milyon lira harcadı. TÜİK rakamlarına göre, vatandaşta cepten sağlığa yine yaklaşık olarak 28 milyon lira harcadı. SGK sağlık hizmetlerinden BAĞ-KUR primini yatıran esnaf, devlet memurları, SSK’lı çalışanlar, GSS asgari primi yatıranlar ve emekliler yararlanıyor.
Türkiye’ de 9 milyon yeşil kartlı var. 5 milyon civarında GSS primi yatıramayan insanımız var. 9 milyon yeşil kartlı kamu hastanelerinden yararlanırken özel hastanelerden yararlanma hakkına sahip değiller. Bu gruptaki halkımız ilaç hizmetini alabilmektedir.
2019 yılı sonuna kadar sayıları 5 milyon civarı olan GSS primini yatıramayan vatandaşımız kamu hastanelerinden yararlandı. Ancak ilaç hizmetinden yararlanamadı.31 Aralık 2019’da biten bu uygulama bu durumdaki yurttaşlarımız için 2020 yılsonuna kadar uzatıldı.
Bu 5 milyon borçlu SGK’ lı kamu hastanelerinden sağlık hizmeti alabilecek.
Ancak geçen yıl olduğu gibi ilaç hizmeti alamayacak.
Sosyal devlet ilkesinin gereği olan sağlık hizmeti sunmak eğitim, güvenlik adalet gibi devletin temel görevlerindendir ve mutlaka yerine getirilmelidir.
İşsizlik gibi ,primini ödeyememe de bu ülkede yaşanan ekonomik sorunların başlıca sonuçlarındandır.
Yani vatandaşın derdi!
Yaşadığımız bunca toz duman içinde çoğu kimsenin dikkatini çekmese de 5 milyon çalışanın primini ödeyememesi vahim bir tablo, daha vahimi de uzatmalarla tedavi hizmeti alabilmeleri.
Çok daha vahimi nedir diye sorarsak, 4 milyon Suriyeli sığınmacının tedavi ve ilaç hizmetini hiç bir ücret almadan karşılayan devletin kendi halkına borcun var diye ilaç hizmeti vermemesi….
Ülkemizde sığınmacı olarak bulunan insanlara sağlık hizmeti sunmakta hiçbir yanlış yoktur.
Ancak bunu yaparken , kendi vatandaşını dışarda tutmak anlaşılır gibi değil…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İrfan Demirci
Sosyal Devlet Değil Miydik?
Birden fazla konu hakkında vatandaşın nabzını tutmak isteyen kamuoyu araştırma kuruluşları çoğu zaman sorunun şöyle yanıtlanmasını ister: ‘‘sizce önemli olanı önem sıralamasına göre yukarıdan aşağıya doğru sıralayın’’ Derler
Bu gün vatandaşa ülkenin önündeki en önemli sorunlar nedir diye sorulsa, her zamanki gibi ekonomi ve işsizlik önde çıkar herhalde.
Ülkenin yaşadığı ciddi dış politik açmazlar, demokrasi, adalet, kutuplaşma, eğitim ve sağlık sorunları bu ikisinin gerisinde kalır.
Yaşanan ekonomik kriz, bunun getirdiği yoksulluk ve işsizlik sonuçta vatandaşın tenceresine ve cebine direk etki ediyor. Çok net bilinen gerçek şu dur; kriz zamanlarında en zenginler daha da zenginleşir ve gelir dağılımı daha adaletsiz biçime gelir.
O yüzden halk diğer konularda çokça yorum yapsa da, taraf olsa da kendisi için esas olan ekonomi iş ve gücüdür.
Geçtiğimiz 2019 yılında SGK, sağlıkta tedavi ve ilaca yaklaşık 140 milyon lira harcadı. TÜİK rakamlarına göre, vatandaşta cepten sağlığa yine yaklaşık olarak 28 milyon lira harcadı. SGK sağlık hizmetlerinden BAĞ-KUR primini yatıran esnaf, devlet memurları, SSK’lı çalışanlar, GSS asgari primi yatıranlar ve emekliler yararlanıyor.
Türkiye’ de 9 milyon yeşil kartlı var. 5 milyon civarında GSS primi yatıramayan insanımız var. 9 milyon yeşil kartlı kamu hastanelerinden yararlanırken özel hastanelerden yararlanma hakkına sahip değiller. Bu gruptaki halkımız ilaç hizmetini alabilmektedir.
2019 yılı sonuna kadar sayıları 5 milyon civarı olan GSS primini yatıramayan vatandaşımız kamu hastanelerinden yararlandı. Ancak ilaç hizmetinden yararlanamadı.31 Aralık 2019’da biten bu uygulama bu durumdaki yurttaşlarımız için 2020 yılsonuna kadar uzatıldı.
Bu 5 milyon borçlu SGK’ lı kamu hastanelerinden sağlık hizmeti alabilecek.
Ancak geçen yıl olduğu gibi ilaç hizmeti alamayacak.
Sosyal devlet ilkesinin gereği olan sağlık hizmeti sunmak eğitim, güvenlik adalet gibi devletin temel görevlerindendir ve mutlaka yerine getirilmelidir.
İşsizlik gibi ,primini ödeyememe de bu ülkede yaşanan ekonomik sorunların başlıca sonuçlarındandır.
Yani vatandaşın derdi!
Yaşadığımız bunca toz duman içinde çoğu kimsenin dikkatini çekmese de 5 milyon çalışanın primini ödeyememesi vahim bir tablo, daha vahimi de uzatmalarla tedavi hizmeti alabilmeleri.
Çok daha vahimi nedir diye sorarsak, 4 milyon Suriyeli sığınmacının tedavi ve ilaç hizmetini hiç bir ücret almadan karşılayan devletin kendi halkına borcun var diye ilaç hizmeti vermemesi….
Ülkemizde sığınmacı olarak bulunan insanlara sağlık hizmeti sunmakta hiçbir yanlış yoktur.
Ancak bunu yaparken , kendi vatandaşını dışarda tutmak anlaşılır gibi değil…