Bu sabah sohbet ederken bir arkadaşım bana feysbukta paylaşılmış bir yazı gösterdi. Okudum. Birkaç yıl evveline gittim. Yaşadıklarım ve tanık olduğum bir sürü anı canlandı hafızamda. Sizlerle paylaşmak istedim. Yazı aynen şöyleydi; Biz, sosyalistler ve Atatürkçüler düşünce suçundan hapse gireriz. Siz, Dinci ve yobazlar ya tecavüzden ya da hırsızlıktan… Seksenli yıllarda bende düşünce suçundan yatmıştım askeri cezaevinde. Ama gelin görün ki yıllar sonra düşünce suçunun dışında bir suçtan tekrar yattım. 15 ay süren bu hapisliği üç ayrı cezaevinde tamamladım. Beraber yattığım mahpusların hemen hepside adli suçlardan hapisteydiler. İçlerinde en çokta hırsızlık, gasp ve uyuşturucu suçlusu vardı. Abarttığımı sanmayın ama bir kişi kendi kızına, biriside anasına olmak üzere tecavüz suçundan yatanlar da azımsanamayacak kadar çoktular. Yaşım, yaşadıklarım ve cezaevi ortamında kendime kurduğum hayat tarzımdan dolayı çoğunluğu bana ya amca ya da dayı diye hitap ediyorlardı. Ben hiçbirisine suçunun ne olduğunu bizzat sormadım. Haklarını yemeyeyim, onlarda bana sormadılar. Ancak aralarında yaptıkları sohbetlerde ve bazen de durumlarını tartıştıklarında duyuyordum kimin hangi suçtan dolayı hapis olduğunu. Ben günümün uzun bir bölümünü kitap ve gazete okuyarak geçiriyordum. Ara sıra yürüyerek ve en çokta yalnız başıma okuduklarımı değerlendirerek bitirdim bu 15 ayı. Antep açık cezaevinde gümrük kaçağı sigara satmaktan dolayı hapis olmuş Süleyman Dayıdan başka kendisini solcu sayan hiç kimseyle karşılaşmadım. Sakın Süleyman dayının tır’lar dolusu sigara kaçakçısı olduğunu sanmayın. Sırtına vurduğu bir valiz içerisinde taşıdığı birkaç karton sigarayı her pakette 25 kuruş kar karşılığı satarken suçüstü yakalanmış. Dedim ya. Kızına ve anasına tecavüzden yattığını öğrendiğim iki kişide cezaevinde namaz kılıyorlardı. Hırsızlık ve gasp gibi adi suçluların çoğunluğu da namazında – niyazında insanlardı. Hele uyuşturucu ve kadın ticaretinden yatanların kendi aralarında kurdukları dostlukları ve sohbetleri görülmeye değerdi. Sohbetlerinin çoğu din ve iman üzerine olur, namaz vakitlerine yakın saatlerde abdest kuyruğuna girer, cezaevine diyanetin görevlendirdiği imamlar geldiğinde verilen vaazlarda en ön sıralarda yer alırlardı. Gene söyleyeyim, hiçbirisi solcu değildi bunların. Hangisine sorsanız kendini dindar addeder, aleyhte kullandığınız her hangi bir cümle kavgaya bile sebep olurdu. O zaman diliminde yaşadıklarımın tamamını paylaşacak değilim. Anlatsam inanın abarttığımı sanırsınız. Ben son yıllarda yaşanan kimi siyasal davalara baktım bu mesajı gördükten sonra. Ergenekon, balyoz, İzmir casusluk, oda tv. Cumhuriyet gazetesi yazarları ve daha birçok davanın hiç birisinde yargılanan Atatürkçüler ve sosyalistler hakkında tecavüz veya hırsızlık iddiası yoktur. Şimdi buradan bütün dincilerin ve yobazların tecavüzcü veya hırsız olduğu sonucunu da çıkaramayız ama düşünce suçluları arasında bunların görünemeyecek kadar az olduklarını hiç tereddütsüz ifade edebiliriz. (Ben şahsen halis bir inançla dinini yaşayanları severim ve onları yobaz veya dinci diye tanımlamam. Bana göre bu kategoriye din tüccarları girer.) Nazım Hikmet’ten Sabahattin Ali’ye, Ruhi Su’dan Mahsuni Şerif’e, sanatçı ve aydının, Can Dündar’dan Erdem Gül’e hiçbir gazetecinin, Deniz Gezmiş’ten Yusuf Aslan’a hiçbir devrimcinin yüzümüzü kızartacak bir suçtan yatmadıkları bu gün onları hapsedenlerin bile inkâr edemeyecekleri gerçeklerimizdir. Sahi düşünce suçundan dolayı cezaevlerinde yatan kaç din tüccarı ve yobaz sayabilirsiniz? Zimmet, irtikâp, rüşvet, banka dolandırıcılığı, hayali ihracat yolsuzluğu ve hunharca eylemlerinden dolayı hapis yatan ve çoğu da yargı önüne bile çıkartılamayan bir sürü isim hemen ilk etapta aklınıza geldi, değil mi? İşte bu sabah (dün) bu mesajı okuyunca bütün bunlar geldi aklıma. Tarihimizin karanlık sayfalarında adları altın gibi parlayan Solculara, Sosyalistlere ve Atatürkçülere saygımı ve minnetimi anlatmak istedim. Hiçbirisi hırsızlık ve tecavüz suçlusu olmadıkları, koca çınar Nazım’ın dediği gibi “fikir ve emek işçileri” olarak cezaevlerinde onurları ile hayat geçirdikleri için saygıyla anıyorum bütün düşünce suçlularını… Ve tabi, bizi utandırmadıkları için…