Sevgili okuyucularım, bizim gazete bir anlamda yerel sayılır. Yerel gazeteler de çoğunlukla yerel haberlere ve yorumlara ağırlık verir. Ama bizim bir farkımız var. Ülke gündemine yönelik haberleri ve yorumları da öne çıkarmaya çalışırız. En çokta köşe yazılarımızda böyle bir durum sergileriz. Benim yazılarımda çoğunlukla böyle oluşuyor. Fakat bu gün tamamen yerel bir durumu ele almak istiyorum. Ne Anayasa tanımaz bakanlardan, ne anayasa mahkemesi tanımaz Cumhurbaşbakandan, ne dibe vurmuş ekonomiden ve ne de ülkemizdeki kanıksanmaya başlanmış ölümler ile doğa katliamlarından söz etmeyeceğim. Yaşadığımız kent olan Gaziantep’in dünya çapındaki bir başarısından ve bu başarının basına yansımalarından söz etmek istiyorum. Hani şu Dünya çapında Gastronomi şehri seçilmiş olmamız var ya. Bir şehir daha ne ister Allahtan. Dünya yaratıcı şehirler ağına gastronomi dalında girmek yetmez mi bir kent için. Açtım sözlüğü, Gastronomi nedir diye yazdım. Karşıma iki cevap çıktı. 1- Yemeği daha iyi yeme. 2- Sağlık açısından iyi olan, sağlığa uygun, iyi biçimde düzenlenmiş hoş ve lezzetli mutfak kültürü, yemek düzeni ve kültürü. Böyle bir kategoriye girmek o şehir için turizm ve kültür faaliyetleri açısından bulunmaz bir fırsattır. Bütün dünyadan turistler gelecek, araştırmacılar gelecek ve kentin reklamı yapılacak. Bunun getirisi ise bolca döviz olacak. Sordum, soruşturdum. Bu seçimin yapılmasında Gaziantep’in zengin olan mutfak kültürü etkili olmuş. Hani geçen hafta sayın valimiz yaptığı bir açıklamada “Antep mutfağına özgü 550 çeşit yemek var. Her yemeği bir gün yapsanız, bu gün yaptığınıza neredeyse iki yıl sonra sıra gelecek” demişti. Ve bu seçim sonucu kutlamalar Sayın Cumhurbaşbakanımız da katılabilsin diye Antep yerine İstanbul’da yapılmış ve televizyonlara ve ulusal medyaya haber olmuştu. Konuklara hangi yemekler sunuldu bilmiyorum ama hazmı kolaylaştırdığı için olsa gerek bolca Meyan şerbeti ikram edildiği de yansımıştı haberlere. Dünkü yerel gazetelerimiz de bu konuda eğitim faaliyetlerine hızla başlandığını taşımışlar manşetlerine. Büyükşehir Belediye Ba(ş)kanımızda elinde kuru dolma dolu tabakla poz vermiş ve katkılarından dolayı topladığı takdirlerle yere göğe sığdırılamamış diye haberler verilmiş bol miktarda. Ben de bunların üstüne çıktım şehri şöyle bir turladım. Zengin Antep mutfağının hangi yemekleri sunuluyor lokantalarda. Kaç lokantaya insan ailesiyle birlikte gidebilir. Kaç lokantada turistlere hizmet verilebilir diye gezindim durdum. Kuru dolma ve ekşili ufak köfte satılan iki – üç lokantaya rastladım. Sadece Antep’e özgü olan ve benim aklıma gelen birkaç yemek çeşidini aradım durdum. Mesela hiçbir yerde Beli kırık, kabak oturtma, analıkızlı, küspe gibi yemeklere rastlamadım. Kızarmış piliç satan dükkânların dışında hiçbir yerde firik pilavı bulamadım. Antep’e özgü Ağ aş, dövme aşı, loğlaz aşı, ayranlı bulama sordum, yok. Her köşe başında bir kebapçıdan, nohut dürümcüsünden ve hazır lahmacun satan dükkânlardan geçilmiyor ama iki lokantanın dışında hiçbir yerde sulu yemek çeşidi satan lokantaya rastlamadım. Birkaç eşe dosta yalan söyleyerek sordum. Bu gün evlilik yıldönümümüz, eşimle birlikte gidebileceğim ve belki bir iki kadeh şarap içebileceğimiz uygun bir yer biliyor musunuz diye. Üç – dört adres verdiler. Ama oralarda da Antep yemekleri yokmuş. Kebabın birçok çeşidi ve lahmacunları güzelmiş kimilerinin. Fiyatları konusunda fikir edineyim dedim. Benim boyumu fazlasıyla aştığını öğrendim. (Emekli maaşımdan başka bir gelirim olmadığından olsa gerek) Nohut, kavurma ve kızartma satan ve her köşe başında rastlayabileceğiniz salaş dükkânlara ise rağbetin revaçta olduğunu hemen hepiniz biliyorsunuz zaten. Şimdi siz Antep’in dışında yaşayan birisiniz ve bazı dostlarınızı Antep’e davet ettiniz. Geldiniz güzelim şehrinize. Gidecek yer bulabilir misiniz? Antep’te yaşıyorsunuz. Birisi yolda sizi durdursa ve Antep yemekleri yiyebileceğimiz bir aile lokantası var mı dese, verebileceğiniz bir adres biliyor musunuz? Bir yabancı turist size, hem Antep yemeği yiyip hem bir bira içebileceği bir lokanta aradığını sorsa, salık verebileceğiniz bir yer var mı? Yani dostlar, iş seçilmiş olmakla bitmiyor. Bunun gereklerini yerine getirebilecek mekânlarınız yoksa yaratmak için neler yapmak gerek. Siz onu söyleyin. Bütün bunları bir arada sunabileceğini düşünen bir girişimci çıksa ona imkân verecek misiniz? Ruhsat işlemleri için kolaylık sağlayacak, işletmeyi kapattırıncaya kadar onunla uğraşmayacağınızı söyleyebilir misiniz? Bu iş ilk çağların yemeği olan kebapla, Arap kültüründen kalan lahmacunla ve de kapısında “Aile yerimiz vardır” yazan çağdışı lokantalarla olmaz…