Yurdum insanı iki hafta sonra “yenilenmiş” bir seçime gidiyor. Altı ay önce kullandıkları oyları, onların tercihlerini yok sayan biri-leri tarafından isimlendirilen 1 Kasım seçimlerinde yeniden şansını deneyecek. Yurdum insanının okumuşu- okumamışı, köylüsü- kentlisi, bileni- bilmeyeni yeniden sandığa gidip ülkesinin geleceğini oy-layacak. Umarız çıkan sonuçlar haşmetmeap tarafından gene beğenilmeyip, yeni bir seçime sürüklenmeyiz. Zira tüm göstergeler sonuçların 7 Hazirandan farklı olmayacağını, ülkemizi koalisyon hükümetlerinin beklediğini işaret ediyor. Bu arada heyecanı düşük ama kaygıları büyük bir seçim atmosferinde bocalayan büyükçe bir kesimin varlığını da unutmamak lazım. İşsizliğin kucağında bocalayan gençlik, açlık sınırının altında emekleyen emekliler, atanamayın okumuşlar, sadaka ile yaşamını devam ettiren yoksullar endişeli bekleyişlerini sürdürüyorlar. Kan gölüne döndürülen ülkemizin kadınları, yaşlıları kulağı her an televizyonda kanıksadıkları ama bir türlü de dikkatini kaçıramadığı ölüm haberlerinde bekliyorlar. Bu gün hangi şehre, mahalleye ve eve ölüm haberi gelecek… Bir kesimin kulağı neredeyse televizyona yapışık yaşıyor ama neyi ve kimi dinlediği belirsiz. Siyasal iktidar adına konuşanlar ekranda göründüğü anda kanal değiştirenler kadar, sesini açanlar da var. Dizilere teslim olmuş, evlilik programlarının müdavimleri ve bilgiden başka her konuda yapılan yarışma programlarının mahkûmları bile bazen haberlere bakar oldu. Adayların bir bölümü ise yüzlerindeki zoraki gülümseme ile cadde ve sokak gezilerini devam ettiriyor. Soru sorulmasına, dert anlatılmasına bile zaman tanımadan ellerini mecburiyetten sıktıkları halktan vebalı gibi kaçıyorlar bu arada. En şenlikli ve en hoşa giden toplantılar ise feodalizmin son kaleleri olan “hemşeri” derneklerinde yapılıyor. Üyelerinin yüzde onunu bile temsil etmeyen sayın yöneticilerinin ziyarete gelen adayla fotoğraf çektirip, birkaç cümlelik ama mutlaka yağcılık kokan konuşmaları sonunda sanılıyor ki o derneğin tüm üyeleri gelen adayın arkasında. Aynı derneğin değişik partilerden gelen başka adaylara bile destek açıklaması yaptığına şahitlik ediyoruz. Kimi adaylar ise yakın (çıkar ilişkisi de olabilir) ilişki içinde oldukları iş adamlarının çalışanlarını toplayıp veriyorlar pozlarını. Beni de işte bu tür toplantılar ilgilendiriyor en çok. Zira buralarda birkaç dakikalık ta olsa, göstermelikte olsa konuşmalar yapılıyor. Bizim politikacılarımızın birçoğunun birikimi kendinden menkul olduğundan, yaptıkları doğaçlama konuşmalarda bazen doğruları da söylüyorlar. İşte anlayanlar ve anlamak isteyenler için bunlar çok önemli. Kimileri tehdit ve şantaj gibi, kimileri ise itiraf gibi söylüyorlar doğruları. Hele bunlar iktidar mensubu iseler çok daha verimli !!! geçiyor toplantıları. Kendine hakim olamayıp bağıran, çağıranlarımı istersiniz, soru soranı azarlayanımı ararsınız, kendisinin hoşuna gitmeyen bir cümle kuranların üstüne yürüyenimi görmek istersiniz? Yerine getirilememiş vaatler, üstesinden gelinememiş sorunlar konusunda bir soru sorulmaya görsün, parlayıveriyor bu iktidar mensupları. Bütün problemlerin sorumlusu muhalefet partileri veya adayları imiş gibi veryansın ediyorlar. Dolar niye yükseliyor? Sorumlusu muhalefet. Dış borç niye dağ gibi büyüdü? Sorumlusu muhalefet. İşsizlik niye arttı? Sorumlusu muhalefet. Sokaklar niye kan gölüne döndü? Sorumlusu muhalefet. Komşularımız ile niye düşman gibiyiz? Sorumlusu muhalefet. Evinizin suyu kesildi, komşunun kızı boşandı, bahçenizdeki tabureniz çalındı, sorumlusu muhalefet. Neyse ki adayların içinde biraz bilgili ve ne konuştuğunu iyi bilenler de varda içimize su serpiyorlar bazen. Mesela, benim doğduğum ve gençliğimin geçtiği İslâhiye ilçemizin yetiştirdiği ve komşum olan, güzide insanlardan Sayın Şamil Tayyar (Eskiden şeyh şamil’di) bu son guruba girer. Söylediği her şey iyice düşünülüp taşınılmış, akıl ve ahlak süzgecinden geçirilmiştir. İşte bu medarı iftiharımız geçen gün son yılların yıldızı parlak işadamlarımızdan birinin çalışanları ile bir araya geldiği toplantıda çok güzel laflar etti. Türkiye’nin ırak ve Suriye gibi olmasını isteyen odaklar olduğunu belirtti ve şöyle dedi: “Düşmanlar birleştiler. Onun için1 Kasım seçimleri var ya da yok olma mücadelesidir.” Vallahi Komşum doğru söylüyor. 1 Kasım seçimleri gerçekten çok önemlidir. Ülkemizin yalnızlıktan, düşmanlıklardan ve ölüm haberlerinden kurtulması için, hukukun yeniden doğabilmesi için, açlık, yokluk ve yoksulluktan kurtulmak için, yolsuzlukların ve talanın engellenebilmesi için, insanlarımızın barış içinde ve kardeşçe yaşayabilmesi için, faşizme karşı durabilmek için 1 Kasım seçimleri çok önemlidir. Ya bu faşizan yapıdan kurtulacağız ya da kendimizi bu zihniyete yeniden teslim edeceğiz. Sağ olasın sayın komşum. Bize doğruyu söylediğin için…