Mersin’de kadınların eylemine polisin sert mühalasine tepkiler sürüyor
İHD, Mersin’de kadınların barışçıl eylemine polis müdahalesine tepki gösterdi
BEKİR ŞAHİN
Mersin’de üç gün önce kadın platformu tarafından gerçekleştirilen eyleme, polisin sert müdahalesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, tarafından tepkiyle karşılandı.
İHD yöneticileri, polis müdahalesinin orantısız olduğunu savunurken, kadınların barışçıl gösteri ve eylem hakkının ihlal edildiğini açıkladı.
İHD Mersin Şubesi Eş Başkanı Zeynep Kaya tarafından okunan açıklamada, eylem sırasında kadın eylemcilere yönelik fiziksel müdahale, itme, vurma ve gözaltı girişimlerinin yaşandığı ifade edildi. Kaya, bazı kadın polislerin kadın eylemcilere yönelik sert müdahalede bulunarak, bunun cinsiyet temelli bir şiddet örneği olduğunu açıkladı.
Olayın yalnızca güvenlik önlemiyle açıklanamayacağını, müdahalenin kadın ve LGBTİ+ kimliklerine yönelik bir tahakküm pratiği haline geldiğini iddia eden Zeynep Kaya
ayrıca, gökkuşağı bayraklarının taşınmasının ardından müdahalenin artmasının, eyleme yönelik nefret saikiyle hareket edildiğini açıkladı. www.yenicizgihaber.com
Kaya açıklamasna şöyle devam etti:
Eylemdeki müdahalenin, gökkuşağı bayraklarının taşınmasının ardından yoğunlaşması olayın yalnızca güvenlik müdahalesi değil, cinsiyet kimliği ve yönelimi temelli bir nefret saikine dayalı bir uygulama olduğunu göstermektedir. Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı ile çevrelenen politikalara karşı hak mücadelesi verenlere yönelik saldırı ve hedef gösterme çabaları nefreti iktidar eliyle şekillendirmektedir.
Bu olay, son yıllarda Türkiye genelinde gözlenen kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik sertleşmiş polis pratiklerinin ve nefret politikalarının bir parçasıdır. Kadın ve LGBTİ+ hareketinin kamusal alanda güç kazanmasıyla birlikte, devletin güvenlik politikaları kadın bedeni, kimliği ve örgütlülüğü üzerinden işlemeye başlamıştır.”
Açıklamada, bir eylemcinin kısa süreli olarak hukuki gerekçe olmadan alıkonulmasının kişi özgürlüğü hakkının ihlali anlamına geldiği ifade edildi.
İHD, olayla ilgili olarak şu taleplerde bulundu:
Bu olay, son yıllarda Türkiye genelinde gözlenen kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik sertleşmiş polis pratiklerinin ve nefret politikalarının bir parçasıdır. Kadın ve LGBTİ+ hareketinin kamusal alanda güç kazanmasıyla birlikte, devletin güvenlik politikaları kadın bedeni, kimliği ve örgütlülüğü üzerinden işlemeye başlamıştır.
1. Eylem sırasında görev yapan kolluk personeli hakkında derhal bağımsız idari ve adli soruşturma başlatılmalıdır.
2. Kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik kolluk müdahalelerinde cinsiyet temelli şiddet ve taciz vakaları için özel bir izleme mekanizması kurulmalıdır.
3. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararı geri çekilmeli ve sözleşme maddeleri uygulamaya konulmalıdır. Bu süreçte, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yarattığı boşluğu insan hakları yükümlülükleri doğrultusunda doldurmalı; CEDAW ve AİHS çerçevesindeki yükümlülüklerine eksiksiz uymalıdır.
4. Kadınların ve LGBTİ+‘ların barışçıl eylem hakkı her türlünefret saiki veya güvenlik söylemi bahane edilerek sınırlandırılmamalıdır.
5. İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri, kadınlar söz konusu olduğunda da ayrım gözetilmeksizin korunmalıdır.
İHD olarak bir kez daha vurguluyoruz: Kadınların ve LGBTİ+’ların, yaşamın her alanında olduğu gibi sokakta da özgürce, onuruyla, eşit biçimde var olma hakkını savunuyoruz. Devletin görevi, bu hakkı bastırmak değil, güvence altına almak olmalıdır. Barışçıl gösterilere yönelik her türlü devlet şiddeti, toplumun vicdanına yönelmiş bir saldırıdır.
Açıklamanın sonunda, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin kamusal alanda özgürce var olma hakkının güvence altına alınması gerektiği vurgulandı. (HABER MERKEZİ) www.yenicizgihber.com
www.yenicizgihaber.com

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.