Şiddetin pençesinde 27 yıl sonra kurtuldu ama!

Şiddetin pençesinde 27 yıl sonra kurtuldu ama!
Şiddetin pençesinde 27 yıl sonra kurtuldu ama!
RABİA SAĞIR YOKSUL ÇOCUKLARI İLE TEK BAŞINA YAŞIYOSBEKİR ŞAHİN-İNANÇ YILDIZ AKP Hükümeti döneminde kadına yönelik şiddetin tavan yaparak, yüzde 1400'e vardığı şu günlerde kadınlar, mağdur olmaktan kurtarılamıyor. Öyle ki, kimi zamanlar bile yaşadığı kötü hayat karşısında kadına boşanma bile hak görülmüyor. Gaziantep’te çocuklarıyla beraber kocasından şiddete maruz kalan Rabia Sağır (50), böbrek hastası bir kız çocuğunu kaybetmesinin yanında,  üç çocuğunun da cezaevine girmesinde etkili olan bu çile ve şiddet dolu evlilik hayatına 27 yıl sonra noktayı koyup, çareyi boşanmakta bulmuş. Ancak şimdi onlara bakacak, elektriğini suyunu evinin geçimini karşılayacak, kimse olmadığından yaşları 7-15 yaş arası 2 kız, 2 de erkek çocukla birlikte perişan, hatta sefil bir yaşam sürdürüyor Rabia Sağır. BABA EVİ ATEŞE VERDİ Rabia Sağır'ın kocası Zeki Ö.11.9.2000 tarihinde eve içkili gelerek alkolün etkisi ile içerde çocukları da olduğu halde evi ateşe vermesi Rabia Sağır'ın nasıl bir hayat sürdüğünü ifade etmeye yetiyor. 8 çocuk annesi Sağır, hayatında hiç rahat yüzü görmemiş ve hayatı aslında tamda bir roman olacak tarzda. SURİYELİLERİ BAŞ TACI EDENLER, BİRAZDA BİZİMLE İLGİLENSİN Yaşanan onca olay, geçirilen onca badireden sonra kadının çocuklarıyla beraber hayatı kurtarılamaz mıydı, önlem alınamaz mıydı diye durup düşünmek gerekiyor. Rabia Sağır’ın katlandığı kötü aile hayatının verdiği etkiyle çocukları da bir bir cezaevine düşmüş ve son olarak böbrek hastası kızının ölmesi üzerine, içinde bulunduğu kötü hayata dayanamayarak her gün eve içkili gelen ve şiddet uygulayan zalim kocası Zeki Ö'den sonunda boşanabilmiş. Ancak çilesi yine de bitmemiş.Yaşadığı onlarca çile karşısında depresyona giren Sağır, çaresizlik içinde yaşarken, “Artık dayanacak gücüm kalmadı, intihar etmeyi düşünüyorum. Yapacak bir şeyim yok. Biriken elektrik, su kira borcundan başka nasıl kurtulabilirim" diye feryat ediyor. Rabia, yetkililere de sitem ederek "Suriyelileri baş tacı edenler, birazda bizimle ilgilenseler ne olur" diye yakınıyor. ÇOCUKLARI CEZAEVİNDE ANNE PERİŞAN Gaziantep'te Karşıyaka Mahallesinde  eski, bakımsız iki odalı kapı ve penceresi kırık bir evde yaşayan Rabia Sağır için hayat hiç de iyi geçmiyor. Rabia, bir yandan kocasında gördüğü şiddet, diğer yandan çocuklarının cezaevinde olması ve geçim sıkıntısı ona hayatı daha da çekilmez ediyor. Kötü aile hayatının etkisiyle çocuklarından; Erdi. Ö. 2009,  Deniz Ö. 2012, Rıdvan Ö. 2013 yılında adam yaralama ve devlet malına zarar vermek suçlarından cezaevine düşüyor. Bu sırada 18 yaşındaki kızı Ayşe Fatma 2012 yılında böbrek yetmezliğinde öldü. Çileli anne Rabia şuan birlikte kaldığı A.Kadir (15) ilkokul 4. sınıfta ayrıldı boşta geziyor. Faik (11), Gülşah (8), Pınar (7) okul çağında olmalarına rağmen okula gitmiyorlar. Sağır’ın çocukların bir bir cezaevine düşmesi, kızının ölmesi ve hemen hemen her gün eşinden şiddet görmesi psikolojisini bozmaya başlamış. Bu nedenle de tedavi de görüyor. KIZININ ÖLMESİ ŞİDDETİ DORUĞA TAŞIDI Çileli hayatı için her defasında çocukları için sabreden ancak, kızı 18 yaşındaki Ayşe Fatma’nın böbrek yetmezliğinden 2012 yılında hayatını kaybetmesi Rabia Sağır'ı iyice öfkelendirmiş. Kızına böbreğini veren baba Zeki.Ö. her gün gelip benim böbreğim ile yaşıyorsun, bana borçlusun şeklinde kızının ve annesinin üzerine üzerine giderek şiddeti tırmandırması, kızın ve annenin psikolojisini daha da bozmuş. Rabia Sağır, "Baba olarak hasta olan kızıma böbreğini bağış yaptı ve kızım sağlığına kavuştu ilaçlarla da kendine gelmeye çalışıyordu. Fakat babası her gün kızımın başına kalkıyordu. Benim böbreğim ile yaşıyorsun, bana borçlusun şeklinde kızımı hep tehdit ve rencide ederdi. Kızımda babasına inat ederek ilaçları kullanmadı ve tekrar hastaneye götürdük, 12 gün yoğun bakımda kaldı fakat ilaçları kullanmadığından böbreklerinin görev yapmadığı tespit edildi ve 2012 yılında öldü. Zalim koca kızım öldü yine bize rahat vermedi. Her gün içkili şekilde gelip bize şiddet uygulayıp kapıyı pencereyi kırıp giderdi. Polise sürekli bildiriyordum ve sonunda evde uzaklaştırma cezası verildi. Artık boşanmaktan başka çarem kalmamıştı, 2013 yılında dava açıp boşanma talep ettim. Mahkeme 450 tl nafakaya karar vererek bizi boşadı. Ama bugüne kadar tek kuruş nafaka almadım çünkü ödemez ayrıca onun kirli parasını almakta istemiyorum. Alırsam yine gelir bizi rahatsız eder." diyerek tepkisini dile getirdi. 27 YIL ŞİDDET GÖRDÜ  27 yıl koca şiddetine maruz kalan Sağır'a bugüne kadar nasıl sabrettiğini sorduğumuz da ise “Evim barkım, çocuklarım diyordum. Fakat kızımın cenazesinden yine rahatsızlık vermeye devam etti ve artık kararımı verdim boşanma davası açtım ve o zalimin varlığını yanımızda silip attık ” dedi. HEM HASTALIK, HEM BORÇ, HEMDE PERİŞAN Evin elektrikleri borcundan dolayı geçtiğimiz günlerde kesildiğini söyleyen Rabia Sağır.  "Harabe bir evin giriş katında oturuyorum, üst katta kiracı vardı elektrik ve suyu ortak kullanıyorduk. Fakat onlar taşındı gitti giderken de elektrik su parasını ödemeden çıkmış. Şimdi borçlar benim üzerime kaldı.Elektrik 3.067.81 TL, su ise 4.464.501 TL birikmiş. Ev sahibi de bütün borcu ‘sen ödeyeceksin’ diyor.  Benim neyim var ki bu parayı ödeyeyim, durumum ortada ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yandan hastayım, bel fıtığından dolayı evlere temizliğe de gidemiyorum. Çilem sıkıntım hiç bitmiyor" diye konuştu. YARDIMLAR YETERSİZ Bel fıtığının verdiği rahatsızlıkla ayakta bile durmak da zorlanan Sağır, aldığı yardımlarla çarkını döndürmeye çalışıyor fakat yeterli olmadığından yakınıyor. Sağır, çocuğunun ölümden itibaren depresyona girdiğini, ilaç kullandığını ve bir de üstüne bel fıtığını olduğu belirterek, sürekli yaptığı temizlik işlerini de yapamaz olduğunu söylüyor.  Geçimini sağlamak için utanarak söylediği, “affedersiniz ama akşamları çöpleri karıştırıp hurdaları topluyorum.  Günlük 10-15 lira. Hurda çok olunca 15 lira geçiyor elime. Onunla da çocuklara kahvaltılık alıyorum” diyor.  Bu parayla geçinmesinin imkânsız olduğu aşikârken  “hiç yardım falan almıyor musun bir yerlerde” diye sorduğumuzda ise Sağır, “Bir buçuk ay önce elektriklerim kesilince Valiliğe gittim. ‘bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Şehitkâmil Belediyesi Sosyal Yardımlaşma Vakfına git’ dediler.  Oraya gittim. Ancak gittiğim ay içinde önceden 200 lira almıştım. Bu yüzden bana burası da ‘yapacak bir şey yok’ dedi. Seçimlerden önce Şehitkâmil Belediye Başkan’ı Rıdvan Fadıloğlu ile görüştüm. O da ‘Şehitkâmil Kaymakamlığına git’ dedi. Kaymakam 400 lira verdi o zaman, 30 Mart’ta. Onu da ev sahibine verdim” diye konuştu.  Kaymakamlıktan üç ayda bir 200-250 lira yardım aldığını söyleyen Sağır, normalde aldığı erzak yardımını da 6 aydır alamazken geçtiğimiz ay sonu, seçimlere birkaç gün kala yaklaşık 5’er kiloyu bulan bulgur, pirinç, yağ, şeker, makarna, kırmızı mercimeğin olduğu erzak yardımı yapıldığını anlatıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.