Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Bir terslik var

Bir terslik var

 

ARİF NACAROĞLU

anacaroglu@evrensel.net

 

 

İnsanoğlunun göçebelikten ve avcı toplayıcılıktan yerleşik hayata ve tarım toplumuna dönüşmesinde bir terslik var. Herkesin gözü başkasının toprağında. Sümerlere saldıran Asurlular, Asur’a saldıran Babil imparatorları, Yahudileri bugün oturdukları topraklardan süren Babilli Nebukadnezar, hepsi bildikleri sınırlar içerisinde dünya imparatorluğu peşinde. Hele Büyük(?) İskender yok mu? 20 yaşındaki gencin hayaline bakın. Müzik, flört, sanat, spor mu? Hayır. Hindistan’a kadar dünyayı(?) ele geçirmek. İstilalar, katliamlar. 30’unda ölmek.

 

Sezar?

 

Sonrakiler? İstila, fetih, işgal, iltica, adına ne derseniz deyin.

 

“Tanrı bize toprakları vadetti.”

 

Ne zaman?

 

Musa ile Mısır’dan kaçıp, çölleri geçip Kudüs’e yaklaşırken çalılar tutuştu, çalıların ateşinde Tanrı Musa’yı peygamber yaptı. Musa’nın söylediğine göre, ona Fırat ile Akdeniz arasında epey bir toprağı vadetti. İyi de, Musa varamadı ya, yanındakiler, zaman zaman aralarında para, altın kavgaları yapmış olsalar da, bugün peygamber olarak türbesine bez bağladığımız Yeşu önderliğinde vaat(?) edilen topraklara geldiklerinde orada oturanlar yok muydu? Kimi toprağını sattı, satmayanın toprağı zorla alındı, ilk yerleşim kuruldu. 3 bin 5 yüz sene önce. Sonra yayıldılar ta Hicaz’a kadar. Hz. Muhammed peygamber olmazdan önce ilk din bilgilerini Hicaz’lı Yahudilerden aldı, ilk din tartışmalarını onlarla yaptı. Nebukadnezar’ın 2 bin 5 yüz sene önce dünyaya dağıttığı Yahudiler toparlanıp tekrar bölgeye geldiklerinde yine Yeşu’nun yaptığını yaptılar. Satanın toprağını para ile, satmayanın toprağını zorla alıp bir ülke kurdular. 50 yıl önce ile bugünkü haritalar İsrail’in istilalarının en iyi kanıtı. Bu işi, uykuda kulağı üfleye üfleye yiyip, çaktırmayan fare kurnazlığıyla yaptılar. İki ileri, bir geri. İsrafil boruyu ikinci defa üflediğinde tekrar dirilirken vadedilmiş topraklarda ise doğru cennete gideceğine inanan Musevi için tek çare yakınlarda olmak. İnanç bu. İnanç oldu mu, mantığa gerek yok. Ama henüz vadedilmiş topraklar tamamlanmadı. Akdeniz’in kıyısında güzel kumsalı, denizi ile güzel Gazze yapbozun sondan iki önceki parçası. Sonra Batı Şeria, en son Lübnan ve Suriye var. İnanıyorsan, Musevi isen, emir bu.  Sağcı Musevi’sindir. İlk din ve en doğrusu senindir ve senden sonrakiler senin kopyandır.

 

Bu taraftan bakınca durum ne?

 

Durum farksız. Sağcıysan, sağcı Musevi senin için ne düşünüyorsa sen de onun için aynı şeyi düşünüyorsundur. Hz Muhammed’in Burak isimli at ile göğe yükseldiği Mescid-i Aksa kutsal mekanındır. Kudüs kutsal kentindir. Musevi seni taciz etmek için Aksa’yı basar. Kutsal mekanına onun izni ile girebilirsin. Bu iş, tarihte oluğu gibi, bir taraf diğerini temizleyene(?) kadar sürüp gider.

 

Ama solcuysan, sosyalistsen, olaylara mantık ile bakarsın. Dünya büyüktür ve herkesindir. Herkesin önce yaşama, sonra insanca yaşama hakkı vardır. Kimsenin toprağında, inancında gözün yoktur. Herkesin kutsal mekanına saygı duyarsın. Sadece insanca yaşamana göz diken, ekmeğini çalan insanlarladır savaşın. Neredeyse dünyanın tamamını kapsayacak kadar çoksundur. Ama bir türlü adını koyamazsın kendinin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38