Çürümüşlük!

Aracımın tamircide ustalığa kurban gitmesiyle birlikte bir süredir toplu taşıma kullanıyorum. Bu süreçte, sıradan bir vatandaşın anlatınca inanılmayacak manzaralarla karşılaştım.

Özellikle sarı otobüsler, vatandaşa hizmetten çok, “paranla rezil ol” sözünü yaşatıyor. İlk bindiğim günlerde Güvenevler Mahallesi’nde, Nakıpoğlu Camii civarında çocuklar dolmuşa taş atıyordu. O an anlam verememiştim. Sonradan fark ettim ki, yolcu sayısı azaldığında dolmuşçular vatandaşı gideceği yere götürüyor ama saydıra saydıra. Bu durumun nedenini de kendimce yorumladım.

Dolmuş işletmecileri genellikle siğortasız ve ucuz işçilik için emekli olmuş ikinci iş yapan bıkkın insanları çalıştırıyorlar.Mavi ve belediye otobüslerinde bu tavra rastlamadım. Belki de çocuklar, ailelerinin dolmuşta yaşadığı zulmün cevabını taşla veriyor. Bu yüzden artık sarı otobüslerden uzak duruyor, gerekirse iki durak fazla yürüyüp mavi ya da turuncu otobüse binmeyi tercih ediyorum.

Toplu taşıma, şehirdeki sosyal dokuyu gözlemlemek için eşsiz bir pencere. Celal Doğan Parkı civarında her gün otobüse binen birkaç yaşlı emekli dikkatimi çekekiyor. İçlerinden biri, şoförün yanındaki tekli koltuğu adeta sahiplenmiş; herhangi bir vatandaş bilmeden o koltuğa önce oturursa tavır yapıyor, sinirleniyor. Bu küçük detaylar bile şehirdeki mikro ilişkilerin ne kadar gergin ve sahiplenici olduğunu gösteriyor.

Ancak esas mesele bugün daha sert biçimde gözüme çarptı. 25 Aralık Hastanesi karşısındaki eczanelerin önünde, torbasından bir şey koklayan bir madde bağımlısı, kendinden geçmiş halde tuhaf bir yürüyüşle ilerliyordu. İnsanlar tedirgin biçimde birkaç metre uzağından geçmeye çalışıyordu. Eşimle bu durumu tartışırken yürüyerek Nişantaşı Sokağı’na ulaştık. Sokakta, sırtında çöpten edinilmiş bir battaniye taşıyan, kokusu metrelerce öteden hissedilen, 20 yaşlarında evsiz bir gençle karşılaştık. Anlaşılan hem madde bağımlısı hem sokakta yaşıyor.İşte bu durum ile ilgili birkaç soru sorma ihtiyacı duydum.

Şimdi soruyorum: 15 milyon göçmene ev sahipliği yapan ülkeyiz diye övünen , Asrın Liderimiz Dünya lideri Trumpa jestler yapılırken, Gaziantep’in en büyük temsilcisi gastronomiyle dünyayı ağırlarken, bu vatandaşlarımız için neden bir ıslah çalışması yapılmıyor?

Benim çıplak gözle gördüğümü devletin görevlileri görmüyor mu?

Bir yılı aşkın süredir emniyetin ve belediyenin yanı başında “Balli çekip Songüüüüüüüüül” diye bağıran bağımlıyı fark etmiyorlar mı?

Elbette fark ediyorlar. Zaman zaman sivil polislerin ve belediye görevlilerinin bu şahsa müdahale ettiğini görüyoruz Mürahale dediğime bakmayın onunla maytap geçiyorlar). Ama mesele bu kişilere gerçekten yardım etmek mi, yoksa “sizi bunlara maruz bırakıyoruz, ayağınızı denk alın” mesajı vermek mi?

Devletimiz bu sorunlara çözüm üretemeyecek kadar aciz mi?

Yoksa ahlaki çöküntümüz bizi bunlara gülüp geçen bir sorumsuzluk noktasına mı getirdi?www.yenicizgihaber.com

xxxx YENİ ÇİZGİ HABER'den xxxx

Kıymeti takipçilerimiz lütfen paylaştığımız haberleri, köşe yazılarını, sadece okuyup geçmeyiniz, beğeni, yorum ve paylaşım yapmanızı rica ediyoruz. Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip etmeyi unutmayınız. Desteğiniz için şimiden teşekkür ederiz.

Yeni Çizgi Haber Gazetemizin; Web Sayfa ve sosyal medya hesapları şunlar;

https://www.yenicizgihaber.com/

https://www.facebook.com/profile.php?id=61564912765480

https://www.facebook.com/yenicizgihaber

https://x.com/yenicizgigazete

https://www.instagram.com/yenicizgigazete

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vahap Öztürk Arşivi